9 Aralık 2012 Pazar

PAZARDA AŞK BAŞKADIR

Normalde pazar günlerini kendime tatil ilan edip, bilgisayarı elime almıyorum. Ama bugün hava dışarıda biraz yağmurlu biraz da soğukken, hazır yürüyüşten yeni gelmiş, yeşil çayımı da yanıma almışken, hoş bir pazar yazısı neden yazmayayım diye düşündüm aldım elime bilgisayarımı, şimdi de sizlerleyim. Bugün modadan, trendden, stilden biraz uzaklaşıp, pazar günü ruhuna uyup, hoş bir pazar yazısını buluşturmak istiyorum sizlerle...

Yaklaşık 1 aydır bol aşk dolu günler yaşıyorum. Aşk dolu günler yaşıyorum derken bu cümle beni kapsamasın, bahsettiğim uzun zamandır yalnız olmalarından dertlendiğimiz canım arkadaşlarımın mükemmel ilişkilere başlaması, ya da bizim akşam yemeklerimizin tek ana başlığı olan zorlu, ne olduğu belirsiz, bitirilmesi gereken ama bir türlü iki tarafın da gidecek cesareti bulamadığı ama ne hikmetse bu ara tüm o sorunların son bulup, her şeyin süt liman olduğu günler, o 'aşk dolu günler'de anlatmaya çalıştığım. Tabi halimi tahmin edersiniz, keyfime diyecek yok. Telefonda artık durup durup kendi kendine gülenler mi ararsınız, akşam buluşmalarında eve çabucak dönüp hemen sevgilisine kavuşmak isteyenler mi ararsınız, eskiden 'dünyaya bi' daha mı geliyorum? Salata yiyeceğimize gidelim bi Mc yapalım' diyenlerin aşkı bulunca sıcak çikolataya bile elini sürmemesine mi şaşırırsınız... Kısacası aşk dolu bu ara etrafım, ve aşk benim güzel arkadaşlarıma çok yakışmış=) 

Belki kendini dışarıdan göremediğin için sana nasıl etki ettiğini bilemiyorsun. Bana da bu durum olmuş olabilir, kendi değişimimi görememiş olabilirim. Ama çevremdeki bu kadar olumlu değişimi görüp de gülen suratların artmasına şahit olduktan sonra 'aşk, aşk' diye diretenlerin de hakkı varmış demeden geçemedim. Ayşe Arman'ı okudum demin, yazısına 'En sevdiğim şeylerden biri de bir erkek için hazırlanmak' demiş. Devamında eşi için hazırlanırken kuaförde geçirdiği o eğlenceli vakitlerden bir bölüm anlatmış. Okurken çok eğlendim. Kendimi gördüm. Ve daha bir çoğumuzu... Öyle değil midir? Kadınlar sadece diğer kadınlar için giyinir dense de en önemlisi ve en eğlencelisi de sevdiğin adam için hazırlanmak değil midir? O kıymetli zamanlarını, kuaförde bir taraftan fön çekilsin diye çekiştirirlerken, aynı zamanda ellerin Hanya tarafında manikürde, ayakların ise Konya tarafında pedikürdeyken, normalde hem efor hem vakit hem de para harcadığın bu harap ve bitap hal içinde mutsuz,yorgun ve sıkılmış olman gerekirken, hangi etki ki bizi o anda bile gülümsetir? Kuaför çıkışında sevgilinizin size sadece bir 'Çok güzel olmuşsun' demesi olmasın sakın=)

Ya da çok sevdiğiniz kısa saçtan sırf sevgiliniz uzun saç seviyor diye vazgeçmeniz, kırmızı oje seviyor diye  Chanel' den aldığınız sezonun trendi canım koyu lacivert ojeyi sürememeniz, en sevdiği yemeğin dünyanın en zor yemeği olmasından dolayı saatlerinizi internet başında yemek bloglarıyla yemek tarifleri siteleri arasında resmen maliyet hesabı yaparmışcasına araştırmalar içinde geçirmeniz de aynı nedenden değil midir? Bunların hepsini severek, isteyerek, eğlenerek yapmanız ise en mükemmelidir! İşte aşk böyle garip bir şeydir, tarifi yok izahı yok somut bir şekli yok... Ama duyguların en güzeli! 

Her şey böyle süt liman olmuyor tabi, her zaman kelebekler aşk böcekleri değil kimse, ama bu yazının sihrini bozmayayım şimdi. Belki o bölümü haftaya pazara anlatırım...=) 

Bol kalpli sevgilerimse bugün sadece Bodrum'dan Amsterdam'a gitsin...=)

Mutlu Pazarlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...