Bu hafta topuklu ayakkabı konusunda çok muzdariptim. Topuklu ayakkabı aşktır, 1000 çift topuklumuz olsa, dolabımız dolup dolup taşsa da eminim ki yine alışverişe çıkınca gidilecek ilk mağazalar sırasında olan ayakkabı mağazalarının yeri asla sarsılamaz. Durum böyle olunca da sanki her alanda her daim giyilebilir bir konuma geliyor topuklular. Ama her şeyin olduğu gibi onların da yeri, zamanı ve korunması gereken bir asaleti var.
Topuklu ayakkabıların zarafetine diyecek pek bir şey yok aslında. Çoğumuz sıradan bir kıyafeti bile sıradanlıktan çıkarmak için şık topuklularımıza başvururuz. Ancak bazen yapılan yanlışlar o ayakkabının zerafetini alıp götürüyor. Topuklu ayakkabının mucidi Leonardo Da Vinci'nin kemiklerini sızlatmamak için bazı durumlara dikkat etmek gerekiyor.
İlk olarak ayakkabı alırken ucuza kaçmayın. Düzgün görünümlü ve rahat bir topuklu ayakkabıya sahip olmak maalesef ucuz değil. Bu nedenle üzerine bastığınız anda ayak tabanınızda bir ağrı ve zorlanma hissediyorsanız ve en önemlisi topuklarının sabitlenmesinde gösterilmeyen özen nedeniyle yürüdükçe içe basan topuklara sahipse ayakkabı, fiyatı ne kadar uygun olursa olsun almayın. Çirkin bir görüntü vermek yerine giymeyin daha iyi.
En önemlisi onlarla yürüyebilme yeteneği sanırım. Çünkü birçok kız görüyorum ki bütün gün o ayakkabının üzerinde yürüyememekten dolayı işkence çektikleri halde hala giymeye devam ediyorlar (gerçi azimlerini takdir ediyorum o ayrı:)). İlk defa giymeye başlıyorsanız bir heves platformlara saldırıp 14 cm topuğun üzerinde durmaya çalışmayın sakın. emin olun sonuç bir facia olur. Kısa topuklularla alıştırmalar yapmak daha sağlıklı olacaktır. Ancak unutmayın ki topuklu ayakkabıların üzerinde doğru durma modeli, 2 bacağın birbirine yakın ve düz durabilmesinden geçiyor.
Eveet, bu fotoğrafı görünce ne düşündünüz? Hiç hoş bir görüntü olmasa gerek. Genelde gece eğlence mekanlarından çıkış esnasında çok sık rastlanan bir görüntüdür. Geçtiğimiz senelere kadar, ki o seneler genellikle topuklu ayakkabıyla henüz daha birbirimizi pek anlayamadığımız senelerdi:), ben de ağrıya dayanamayarak güzelim ayakkabılarımın bir tekini bir yana bir tekini bir yana atıp rahatlama yoluna giderdim. Tabi daha sonra masaların altında ayakkabı arama safhaları, ayak tabanlarının mekanın tüm kirini temizleme özellikleri gibi kötü durumları göz önünde tutunca artık bu görüntüye tahammülüm yok. Kötü bir görüntü de oluyor ayrıca, dayanın ağrıya sızıya ama çıkarmayın o ayakkabıyı sakın! Kıyafet ayakkabıyla bir bütünlük, bir hava verir, o bütünlüğü bozmayın.
Tüm gün ayakta kalıp, üstelik bebeğini bile o 18 cm'lik topuklularının üstünde taşıyabilen Victoria Beckham, bu konuda takdir edilecek isimlerden sanırım.
Şimdi topuklu ayakkabı mevzusunda, bu resmin ne işi var diye düşünmüşsünüzdür. Hemen anlatıyorum. Pazar günü tüm haftanın yorgunluğu ve stresini atmak için güzel bir gündür bilindiği gibi. Sabah kalkıp güzel bir kahvaltıyla güne başlamak isterseniz ve bunu da mekan değişikliği yapıp açık havada bir pazar kahvaltısıyla taçlandırmak isterseniz alırsınız soluğu brunch mekanlarında. Şimdi bu rahat ve güzel pazar sabahında o tak tuk ayakkabı sesinin ne işi vardır hiç anlamam, ne amaçla giyilir çözemem:S Evet, topuklu ayakkabı zerafet için muhteşem bir kurtarıcı ama kullanılacağı yerler de bir o kadar önemli...
Ve yazımı sonlandırmadan birkaç şey daha söylemek istiyorum. Topuklu ayakkabı vücudu, özellikle bacakları diri ve güzel gösteren, toparlayan bir görüntüye sahip olmasıyla da çok tercih ediliyor. Benim favorilerim gizli platforma sahip mat derili 14cm uzunluğu aşmayacak topuklular ya da stilettolar. Stilettoları bilmeyen kalmamıştır sanırım, çünkü özellikle bu yıl çok revaçta. Platform topuklara göre yürümesi ve üzerinde durabilme süresi, sivri burnu ve ince topuğu yüzünden ne kadar zor olsa da onlardan vazgeçemiyoruz. Ayrıca bir istatistik de vereyim, erkekler arasında yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin %80'i Stilettoları topuklu ayakkabılar içinde en çekici yapıya sahip olan ayakkabı seçmişler, bilmem tercih sebeplerinizde etkisi olur mu:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder