Sanki senelerdir soğuk hava görmemişim, bir esintiye hasretmişim gibiyim şu iki gündür. Havalar bir anda sonbaharın habercisi vasfına bürünmüş haldeyken, benim keyfimi görmeyin gitsin. Evde klimanın önünden 'artık sana ihtiyacım yok' edasıyla bir kaşım kalkık ve burnum havada, artist artist geçiyorum. Uyurken rüzgarı duymak için sonuna kadar pencereyi açıp, üşüdükçe de pikeme sarılıp bir sevinç bir huzur haliyle rahat rahat uyuyorum. Birkaç santigrat değişimi bile beni ne kadar mutlu ediyor diye düşünürken, aslında her mevsim başlangıcında yaşadığım yenilenme halini bir kez daha görerek mutlu oluyorum. İşte eylülü karşıladığımız bugünlerde, böyle bir kabuk atma halindeyim...
Bilemiyorum tatiliniz nasıl geçti. Bütün gününüzü ofisin içinde bilgisayar ve telefon ikilisine dost halde mi, yoksa şezlonga uzanmış, denizin melodileri arasında elinizde kitabınız, tek derdinizin kitabın kavuşamayan iki kahramanına duyduğunuz üzüntü olduğu bir yaz mı geçirdiniz... Umarım herkes ikinci seçeneğe vakit ayırabilecek bir yaz geçirmiştir:) Sonuç olarak öyle ya da böyle bir yazı daha arkamızda bırakıyoruz. Sıcak sıcak günleri, güneşin arttırdığı dereceye rağmen enerjileri azalmayan tatilcileri, bol sohbetli deniz esintili balık sofralarını, ayağımızdan çıkarmadığımız parmak arası terliklerimizi, bir daha ki tatile kadar ayrı yerlere dağılacağımız arkadaşlarımızı... Bir süreliğine geride bırakıyoruz.
Kot şortum hüzünlü, biraz zaman sonra tahtını jeanlere, trençkotlara, trikolara bırakacağının farkında büyük ihtimalle. Ya da seneye bu zamanlarda yerini yeni, daha trend ve daha tatlı bir kot şorta kaptırır diye korkuyor olabilir. Sonuçta yapmadığım şey değil=)
Her mevsim geçişlerinde kabuk değiştiriyoruz, her yeni mevsim taze haberler, taze mutluluklar, güzel sohbetler, hoş arkadaşlıklar kazandırıyor. Geride, hoş olmayan durumlardan çıkardığımız dersler, hatalarımızı tekrarlamamak için kendimize verdiğimiz sözler ve ruhsal bir detoksla arınıyoruz...
Giysi dolabımın da sonbahar-kış sezonu için bir detoksa ihtiyacı var şu ara. Ama henüz yazın bitişini kabullenemediğimden birazcık erteliyorum. Yazın bittiğini kabullendiğimde( :) ), bu sonbahar-kış hangi kıyafetler giyilmeyi bekliyor, hangi renkler sezonda vazgeçilmez, aksesuarlarımızda neler değişti, hepsini uzun uzun konuşuruz. Şimdi elinizde kahveniz, yanan şömineniz, üstünüzde kırmızı bir battaniyeniz ile romantik aşk filminizi açıp izleyeceğiniz bir sonbaharı beklemeye bırakıyorum sizi şimdilik, kalın sağlıcakla...=)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder